Çok sevilen, çok romantik, dinleyene iç geçirtme garantili popüler bir şarkı var. Lakin kahramanımız çok ama çok yanılıyor. Çünkü aşkın veremediği faydayı sadece roman verebilir insana… Karşılıksız kaldığı yerde, inceldiği yerden koptuğu halde, alnına bir veda busesi kondurduğunda, yüreğine kesik attığında, yani bütün faydalar faydasız, imkanlar imkansızken, bir hikâye döner durur başımızda Aşk kaybetmektir ve bu kaybedişin tek tesellisi roman gibi bir aşk yaşadığını umut etmektir. Yani en azından son üç yüzyıldır böyle. Şimdi öncelikle aşk romanlarından bahsettiğim zannedilebilir. Ama hayır. Aşkın, tarih, polisiye, fantastik vs. Yani aşk romanı diye bir şey yoktur, diyorum. Çünkü aşk aslında romanın genel tür özelliğidir. Biliyoruz ki romanı diğer edebi türlerden ayıran en önemli özelliklerinden biri insanı merkeze koymasıdır. Roman insanı arar, bunu yaparken de konuyu genellikle fiziksel ya da bilişsel özelliklerimiz gibi sıkıcı bir yerden ele almaz; insanı arzusuyla arar, onu arzusundan tanımaya, anlamaya çalışır. Arzuyu merkeze koydukça, kendisi de giderek bir arzuya dönüşür. Hem bir arzu nesnesi hem de bir arzu öznesidir roman. İçinde aşkın zerresi bile olmayan bir hikâye bile en azından yazarının yazma eylemine karşı duyduğu istek ve arzu nedeniyle aşkı taşıyacaktır. Konusu aşk olmasa bile romanın kendisi aşk olacaktır. Aşk romanı ibaresi bir popüler kültür pazarlama tekniğinden ibarettir. Devamında ise elden ele dolaşan ucuz aşk romanlarının günümüzde bir pazarlama tekniğine dönüşmesi bu mesafeli duruşun altını çizer. Ama yine de bütün bunlara rağmen aşkı romanın kalbinden söküp atamayız. Aşkla derdi vardır romanın ama öyle ama böyle, aşkı kafaya takmıştır, aşkı yazmayı ya da yazmamayı, yazarsa nasıl yazacağını, eleştirirse nasıl eleştireceğini, insan kalbini ortaya koyarken aşkı alıp nereye koyması gerektiğini, düşünür, düşünür, düşünür. Aşkla birlikte çorap Roman Ların Seks Yasmı gibi başka türsel ve hayati sorgulamalar da peşi sıra gelir elbette. Cinsellik, seks, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, eşcinsellik, gelenekler, toplumsal yargılar, baskılar, bastırılmışlıklar, önyargılar… Bunların hepsi aşkın başının altından çıkmaktadır. Ya da romanın mı demeliyim? İştee en güzel aşk romanları! Bugün edebiyatın temel taşları arasına girmiş modern, klasik, modern-klasik, postmodern bütün başyapıtlar, ne kadar katmanlı olurlarsa olsunlar, neyi mesele ederlerse etsinler aslında temelde aşk romanıdırlar, aşkı anlatan Roman Ların Seks Yasmı. Ama bu kadar genel bir yerden bakınca işin içinden çıkmak zorlaşır. Bu listeleri aramızda evirip çevirir, aşkı da roman sanatını da kategorize etme yoluna gideriz. Söz konusu aşk olunca kolektif bir hafıza ve beğeni silsilesi oluşuyor ve gelip kendini bize dayatıyor ister istemez. Peki aşk romanları denizinde boğulmadan romansal hakikatin ve arzu üçgenlerinin üstesinden bir okur ve eleştirmen olarak gelebilmek mümkün müdür? Aşkı romanın türsel özelliği olarak ele aldığımızda ona temel birkaç kategori altında bakmak mümkün elbette. Herkesin listesi kendine elbette ama ben kendime ait başlıklarla, kendi okumalarımın izinden giden beş ana başlık çıkarıyorum aşk romanlarıyla ilgili olarak. Aşk, illa ki yasak aşk! Önce yasak aşkla başlayalım:. Ortalıkta görünen her şeyin vagonların, direklerin, insanların bir yanı boydan boya karla örtülmüştü. Giderek de kalınlaşıyordu bu kar. Rüzgâr bir an durdu; ama sonra gene saldırdı. Bu öylesine bir saldırıştı ki, hiçbir şey ona karşı duramayacak sanıyordu Anna. Bu arada birtakım adamlar, aralarında neşeli neşeli konuşarak, peronun tahtalarını gıcırdatarak, sağa sola koşuşuyor, büyük kapıları açıp kapatıyorlardı, iki büklüm bir adam gölgesi kayarak geçti Anna'nın ayaklarının dibinden, bir çekicin demire vurduğu duyuldu.
Çizgi romanların yeni süper kahramanları cinsel saldırı kurbanı kadınlar
Aşk dediğin roman olmalı! İstihdam alanında, Romanların istihdam edilebilirliğinin arttırılması için geliştirilmiş beceri eğitimleri ve rehberlik hizmetleri gereklidir. Aşkı ya. Ben aşk, arzu ve hakikat üçgeninin üstesinden gelme imkanını ararken romanın cinsiyetinden yola çıkmayı öneriyorum. Bu alanda başarı. Romanın bir cinsiyeti vardır, evet. Çizgi romanların yeni süper kahramanları cinsel saldırı kurbanı kadınlar – IDEMA HABERHiç öyle ulvi amaçları falan yok. Bekaret, Romanlar için de önemli bir tabu. Devamında ise elden ele dolaşan ucuz aşk romanlarının günümüzde bir pazarlama tekniğine dönüşmesi bu mesafeli duruşun altını çizer. Hislerini -ki bunlar seksüel hisler de olabilir- açığa vurmaktan kaçınma. Sadece marjinal tipler erotik roman okur zannediyorlardı. Niçin gidiyorsunuz?
Dünyada erotizm rüzgârı esiyor.
- O kitapta, yazı kalitesi eleştirildi. Üstelik bulaşma, sadece cinsel birliktelik ile değil, Çingene'nin yemeğini yemekle de bulaşır diye varsayılır, bu yüzden “Çingene'nin yemeği yenmez”. İstihdam alanında, Romanların istihdam edilebilirliğinin arttırılması için geliştirilmiş beceri eğitimleri ve rehberlik hizmetleri gereklidir. Tüm bunlar. On-line yazılmış bir kitap, eğlenmek için. Bu alanda başarı. Romanın bir cinsiyeti vardır, evet. Aşkı ya. Ben aşk, arzu ve hakikat üçgeninin üstesinden gelme imkanını ararken romanın cinsiyetinden yola çıkmayı öneriyorum. Eğlenmek için. E. L. James'in erotik roman tecrübesi yok.Hayallerini toprağa eken kadınlar. Anna karşılık vermeden, oldukça uzun bir süre baktı Vronski'nin yüzüne. Önde, lokomotifin ağlamaklı, hüzün dolu, tiz sesi duyuldu. Kadının bir kere kendi kimliğine sahip çıkacak hale gelmesi gerekiyor. İsteklerimi, taleplerimi söyleyebiliyorum. Sonraki Yazı. Babamın peşinden gitmemiş. Annem Japon, babam Amerikalı. Sonra birdenbire her ülkede bir numara olmaya başladı. Bir taraftan yaşanan bu kadar mağduriyete önlem alma, çocukların okullaşması önündeki engelleri kaldırma, yoksulluğa çözüm bulma, barınma koşularını iyileştirme, sonra başka bir yolu kalmayan çocukların evlenmesinden böyle bir sonuç çıkar! Onlar için de üzülüyorum. Bir bilim adamının müziğe yaklaşımı. Ama yine de güçlü. Bile isteye, hayattan ve aşktan umutlarını kese kese yaşarlar. Yanıt vermedi Anna. Tabii siz kendi deneyimlerinizden de faydalanıyorsunuz… - Elbette. Yazılanlardan, çizilenlerden, çok etkilendim. Âşık oluyorlar. Güçlü olmak, seksten hoşlanmak, içinden geldiği gibi davranmak, edebe aykırı bir şey değil. Anna Karenina romanın ve anlatısal bilincin doruk noktasıdır, bir roman yazma dersidir. Anton Çehov - Boşluktan Yaratım. Dokuz ay hayattan kopuyorsunuz. Ama okumadıklarını söylüyorlar. Oylum Yılmaz 14 Şub 13 dakikada okunur. Bastırılan arzular mutlaka geri gelir. Çünkü içinde aşk ve seks olmayan kitap okumayı sevmiyor.